İstanbul 2017

  • İstanbul 2017
  • MİMARİ

İstanbul 2017

23-25 Kasım 2017

Katılımcılar

Canan Arslan, Mehmet Aydın, Niyazi Ayvaz, Süreyya Atalay, Seda Bakır, Levent Balcı, Kutlay Batur, Nil Ece Beken, Ersin Candan, Ceyda Er Çelik, Gökçe Çırak, Levent Çiftci, Satı Demirhan, Ece Durmaz, Bülent Karakaya, Tuğberk Cem Kuranel, Ahmet Öncel, Sinan Özkan, Ali Osman Öztürk, Cüneyt Öztürk, Mehmet Ali Öztürk, Hüseyin Sancar, Burcu Şenal, İlhan Şimşek, Henife Tan, Güray Tekin, Durmuş Ursun,  Eyüp Hayri Yıldırım, Öznur Yıldız.

Sinan Özkan

“ O mutlu çağlarda, yapı yöntemlerinde birlik vardı. 19. yüzyıla gelinceye dek, bir pencere, bir kapı. İnsanlar için açılmış deliklerdi. Yani insan ölçüsüne göre yapılmış öğelerdi. Damlar da genel kabul bulmuş,  yetkin örneklere göre yapılırdı. Yapı üslupları, bir yetkinlik,  teknik ustalık ve ölçülülük taşırdı. Bunun sonucu her ev aynı soydan, aynı aileden ve aynı kandan olurdu. Şaşırtıcı bir birliği vardı evlerin. İstanbul’da konutların hepsi ahşaptır. Her dam aynı renk tonunda, aynı biçimde kiremitlerle kaplıdır. Bütün büyük yapılar, camiler, anıtlar, kervansaraylar ise taştandır. Bu birliğin temelinde, bir ölçünün varlığı yatar.

Ağaç dikmeliyiz.

Bir Türk atasözü şöyle der. “Ev kuran önüne ağaç dikmeli.” Bizse söküp duruyoruz ağaçları. İstanbul bir meyve bahçesidir. Bizim kentlerimiz ise taş ocakları. Geleceğin kocaman kenti, ağaçlıklar içinde kurulabilir. Ayrıntılarda birlik, bütünlüğünde kocaman bir karmaşa.  İnsan olgusu ile doğa olgusu arasında bir ortak ölçek. Şimdi gerekli olan bu.” Le Corbusier, Geleceğin Kenti (1924).

   “Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul! ” Yahya Kemal Beyatlı

Dünya mimarlık tarihine yön vermiş Le Corbusier ‘in şark seyahati duraklarından biri olan İstanbul’da gördükleri ile Türk edebiyatının önemli simalarından Yahya Kemal’in baktığı ve gördüğü İstanbul artık çok farklı olsa da; bu kent hala gizemli, kadim, vakur ve bir o kadar da mazbut.

Değişen dünya düzeni içinde kendi potansiyelini, antikite ile bağını koparmadan korumaya veya zaman zaman yok etmeye çalışan ender kentlerden biri olan İstanbul, A Tasarım’ın 20.yılına özel ziyaret noktasıydı. Roma, Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemleri tüm kent katmanlarını (strata) eş zamanlı deneyimleyerek okuyabileceğiniz bu kent, başına gelen belki de gelmeye devam eden tüm felaketlere rağmen hala kıymetli ve bu kıymetinin bilineceği günü bekliyor.

Burcu Şenal

Perşembe İstanbul Via/port, Türkiye’nin ilk gerçek outleti, mimar değil kullanıcı olarak sokaklarda gezip açık havada alışveriş yapma deneyiminin uygulamaya dökülmüş hali…

Cuma Kenan Tamer Bey ile Topkapı Sarayı, Aya Sofya Müzesi, İslam Medeniyetler Müzesi, Sultan Ahmet Camii ve Kapalı Çarşı… Ardından tarih boyunca süregelmiş ticari fonksiyonlara göre ayrılmış hala güzelliğini koruyan sokaklarda kısa süreliğine de olsa kaybolmak, bugünden kopmak… Medeniyetler beşiği, sayısız uygarlıkların tarih boyunca yaşamına tanıklık etmiş İstanbul’u, bir günlüğüne de olsa keşmekeşi ve trafiği ile yüzleşmeden yaşamak… Yapıları yeniden gezerken dönemin yaşamından hikayeler, efsaneler dinlemek; duyguların mekanlara yansıması ile anlamının da güçlenmesi ve artan farkındalık… Sonrasında Kireçburnu’nda dostlarla keyifli bir akşam yemeğinde bir araya gelmek, Boğaz’la gözleri, balıkla karnı doyurmak…

Cumartesi alternatif, moderniteye yüzünü dönmüş İstanbul: Sabah, A Tasarım İstanbul ofis ardından Klassis showroom ziyareti, kısa-öz anlamlı bir ziyaret, yıllar süren dostluğun tatlı anılarla gözlerde canlanması, 20.yıl için Klassis’ten pasta sürprizi… Devamında  Zorlu Center, İstinye Park, Emaar Square ve Water Garden ziyaretleri. Güçlü düşünceler ile mekan kurgusu oluştururken yapıyı derinden hissetmemizi sağlayan örnekler görmek; çalıştaydaki en önemli mesajlardan biri olması…

Jorge Luis Borges’in Anlar şiirindeki gibi:

Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten.

Anlar sadece anlar. Siz de anı yaşayın.

2018’e girerken, İstanbul’da an ları yaşadığımız bir gezi oldu, İstanbul’da kısa bir mola verip anları yaşamanız dileğiyle…

Nil Ece Beken

A Tasarım kuruluşunun 20.yılında yüzünü kıtaları birleştiren kente, İstanbul’a döndü.

İstanbul, birçok insan için kuşkusuz oldukça etkileyici, dünyada odak noktası denebilecek metropollerden. Farklı yüzyılları şimdiki zamanda yaşamanın ve böyle bir kente sahip olmanın verdiği ayrıcalık hissi ile zaman-mekân kombinasyonunda keşfedilecek onlarca seçeneği cömertçe ziyaretçilerinin önüne seriyor. Siluetindeki tarihi ve modern yansımalara ardı ardına tanık oluyoruz.

Osmanlı İmparatorluğu’na tanıklık etmiş Topkapı Sarayı’nı, kapısındaki hikâyelerden başlayarak birbiri ardına sıralanmış mekân ve avlulara ait anektodları dinleyerek gezmek adeta yüzyıllar arasında zaman tünelinden geçmek gibiydi.  Tarihi yarımada turu Ayasofya, Hipodrom, Sultan Ahmet Camii ile gün biterken tamamlanıyor ama İstanbul geçmişe davetini sürdürüyor.

Modern zaman mekânlarında dahi çeşitliliği yakalamak mümkün… Çalıştay başlığı olarak seçilen alışveriş merkezi yapılarında, dört ziyaretle birbirinden farklı dört şema ve konsept deneyimlendi. Görüşler, eleştiriler, fikirler henüz gezerken paylaşılmaya başlandı bile.

Ceyda Er Çelik

Sanatın tüm kollarına, tüm sanatçılara ilham verebilecek şehir; İstanbul. Fotoğrafçılara, şairlere, ressamlara ve tabi ki mimarlara…

2017 yılının kasım ayında A Tasarım Mimarlık olarak İstanbul’ a yaptığımız teknik gezi bizler için çok kıymetli. İlk gün tarihi yarım adayı rehber eşliğinde gezmek; binlerce yıllık kültürün devamında mimarlık yapmanın ödevlerini hatırlamak gibiydi. Tüm soyluluğu ve mütevazılığı ile sizi karşılayan tarihi yarım adaya bu ödevleri hatırlayarak baktığınızda; “Gelecekte yaptıklarımı görecek insaf sahiplerinin çabamın ciddiyetini göz önüne alarak beni hayırlı dualarla anacaklarını umarım, inşallah” diyen Mimar Sinan’ın ne demek istediğini samimiyetle anlamaya başlıyorsunuz.

İkinci gün ziyaret ettiğimiz modern yapılar; İstanbul’un yaşayan yüzünü, mimari dokunuşlarını, gereksinimlerini inceleme fırsatı verdi.  A Tasarım Mimarlık’ın kuruluşunun 20. Yılında İstanbul’da yapılan bu verimli teknik gezide emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum.

Gökçe Çırak

Coğrafyası, tarihi, enerjisi, efsaneleri, nostaljisi ve sahip olduğu mimari değerleri ile her köşesinde ayrı bir tat barındıran ve henüz bizimle beraber nefes alabilirken, kimilerimizin ilk kez kimilerimizin ise tekrar deneyimleme fırsatı yakaladığı ihtişamlı kent, İstanbul.
A Tasarım ekibi olarak 2017 yılının Kasım ayında gerçekleştirdiğimiz teknik gezi bize, bu kentin sınırsızlığını ve değerlerini bir kez daha gösterdi. Programımız çerçevesinde ilk gün gerçekleştirdiğimiz tarihi yarım ada turu, bizi hem mimarlık hem tarih anlamında geçmişe götürürken, mesleğimizin insanlık tarihi açısından olan önemini bir kez daha hatırlattı. Yıllar öncesinde inşaa edilen bir kubbenin detaylarında hayranlıkla kaybolmak, sütunlara dokunmak, nice anıların saklandığı görkemli yapıların taşları üzerinde gezinmek heyecan vericiydi. Gezimizin ikinci günü ise, gözlerimizi günümüz yapılarına çevirerek modern toplum gerçeklikleri ve gerekliliklerinin mimariye nasıl yansıdığına şahit olduk, beğeni ve eleştirilerle…
A tasarım Mimarlık’ın 20. yılında gerçekleştirdiği bu keyif ve bilgi dolu gezide emeği geçen ekip arkadaşlarıma teşekkür ediyor ve nice gezilerde birlikte olabilmeyi ümit ediyorum.

Ahmet Öncel

A Tasarım Mimarlık olarak her yıl düzenlemiş olduğumuz teknik gezilerin bu yıl ki durağı İstanbul…

Birçok konuda olduğu gibi, mimarı alanda da baş yapıtlara ev sahipliği yapan ve her gün yeniden keşfedilmeyi bekleyen şehir.

Gezimizin ilk günü tarihi yarım ada turunda, İstanbul’u İstanbul yapan eski yapıları incelerken geçmişten gelen dokusuyla, mimarisiyle bıraktığı hayranlık biz mimarlar için ilham vericiydi.

İkinci gününde ise yeni inşa edilmiş modern yapıların İstanbul’un dünyadaki yeni yüzünü temsil etmeye başlamış olduğunu görmüş olduk. Bu sayede değişen ve gelişen dünya ile etkileşimini daha yakından inceleme fırsatı bulduk.

Medeniyetlerin başkenti olan İstanbul’a yapılan bu teknik gezimiz de emeği geçen arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.

Levent Çiftci

A Tasarım bugüne kadar yurtdışına yaptığı gezileri aralıksız sürdürdü.  Kuruluşunun 20’inci yılında İstanbul’a yapmış olması çok anlamlı bir tercih ve tecrübe oldu.

İki günde yoğun bir İstanbul turu ile şehrin farklı dokularını kısa zamanda tecrübe etme fırsatı bulduk. İstanbul’un tarihi dokusunu bu kadar kozmopolit bir şehirde hissedebilmek heyecanlandırıcı bir deneyimdi. Diğer taraftan ise modern çağın ve mimarlığın İstanbul’a ne kattığını ve katabileceğini, bunda mimar olarak ne kadar büyük bir görev ve faydamızın bulunabileceğini tekrardan hatırlamış oluğumuza inanıyorum.

Ve tabi ki İstanbul denince akla belki de ilk gelen Boğaz’ın havasını koklayabilmek yemeğin sonunda yenilen tatlıdan farksızdı. Bunların gerçek olmasında emeği geçen herkese çok teşekkürler.

Seda Bakır

A Tasarım’ın geleneksel hale gelen gezisi bu yıl İstanbul’da gerçekleşti. İstanbul’un birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olması ve tüm bu medeniyetlerin izlerini sürebilmemiz bakımından, mimarlık anlamında İstanbul’dan hala çok şey öğrenileceğini bu gezi sayesinde deneyimlenmiş olduk. Mimarlığımızın gelişimini kendi coğrafyamızda deneyimlemek, yeni çağın getirdiği kent dinamiklerinin tarihi doku ile kesişmesi, hala hızlı bir şekilde büyümeye devam eden bu metropol şehirde, biz mimarlara da kentleri şekillendirirken farkında olmamız gereken öğeleri bir kez daha hatırlatmış oldu. Bu keyifli gezide emeği geçen herkese teşekkür ederim. Bir sonraki gezide görüşmek dileğiyle…

Hüseyin Sancar

İstanbul… Ne kelimelerin anlatımıyla, ne tarihin yaşanışıyla, ne doğanın varoluşu ne de insanın yok oluşuyla süregelen bir şehir. Büyük bir birikimin, katmanlaşan farklılıkların, zenginliklerin ve medeniyetlerin adıdır İstanbul…

  1. Gezisini, dünyanın en girift ve kaotik tarih ‘bileşimini’ ve ‘değişimini-dönüşümünü’ görmeye ayıran A Tasarım’ın 20. yaşında bu şehirde olması ayrı bir önem ve anlam içermektedir. Mimarlığın İstanbul’da var olma (ya da İstanbul’un mimarlık ile var olma) çabasını; önceki gezilerle Avrupa’yı yakından görebilmek bizlere dışarıdan bakma olanağı, bu gezi ile eski ve yeni İstanbul’u görmek ise içerden okuma ve anlama kolaylığı sağladı.

Oldukça dolu bir çalıştay, keyifli bir gezi oldu… Sürdürülebilir olması temennisiyle, A Tasarım ailesine gönülden teşekkürler…